Korona Günlükleri 4
Hayatımızı kurtarmanın, iyi paralar kazanmanın tek yolunun iyi bir eğitim almaktan geçtiğine inanırdık. Üniversite bitirmek, iyi bir eğitim almış olmak prestijli bir şeydi. Neredeyse tüm travmalarımızın doğduğu yer olan okullara senelerimizi verdik. Hiç ilgimizi çekmeyen, yetişkin hayatımızda hiç kullanmadığımız aşırı sıkıcı dersleri dinlemek zorunda kaldık, davranışlarıyla değil sadece sıfatla kazanılmış otoritelere saygı duymamız beklendi, insanı hasta edecek sınav stresleri ve 15 senelik bir eğitimin ardından içler acısı maaşlara layık görüldük. Sürekli daha iyi olacağına inandırıldık ama olmadı. İyi bir iş sahibi olmak gerçekten çok az kişiye nail olan bir ayrıcalık olarak kaldı.
Şimdi ise alternatif bir para kazanma platformu ortaya çıktı.
Çok yoksul bir ailede büyümüş ve okuyamamış birine de kolaylıkla popüler olup çok para kazanma imkanı verdiler...
İnternet üzerinde içerik üreten "influencer, youtuber, blogger" dediğimiz tayfa... Birçok kişi için nefret objesi. Bunların çoğu 20'li yaşlarının başında, okulunu bırakmış ve yıllarca sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da bir iş yerinde tutunmak için emek vermiş çoğu kişiden daha fazla kazanıyorlar. Çoğunun hiçbir eğitici, öğretici, düşündürücü olma gayesi yok. Çok fazla izleyince artık ağır konuları kafanızın kaldırmadığını ve aptallaştığınızı hissediyorsunuz. Ben bir izleyici olarak bunu yaşıyorsam, hayatını sürekli bunun üzerine kurgulayan insanın zihnindeki değişimleri de az çok tahmin edebiliyorum.
Evet eleştirecek çok fazla şey bulabiliriz ama benim için bu olumlu bir değişimdir, bir umuttur. Hayatı tek tipleştiren her şeye karşıyım, bana alternatif sunan her şeyi de savunmak boynumun borcu. O yoldan gitmesem de.
Dünya bunların eline kalsa şimdikinden daha kötü bir yer olmaz bana göre. Okumuş cahil olmak, inanın, okumamış cahil olmaktan çok daha kötü çünkü okumuş cahillerin eğitilmesi daha zor. Yanlış bilseler de, bir konuyu itibarları pahasına savundukları için doğrusunu kabul etmeleri çok daha zor oluyor. Kibirli ve dar görüşlüler.
Eğitim hayatının da okumuş cahil yetiştirmekten başka bir amaca hizmet ettiğini düşünmüyorum. Okul olmasın demiyorum, insanın bu denli derin bağlar kurabileceği, arkadaşlık geliştireceği başka bir ortam yok ama okul dediğin şey, birey yetiştirmeye odaklı olmalı. Saygıyı, doğru iletişimi, toplumsal hoşgörüyü, nezaketi, kuralları, kendini öğrenebildiğin bir yer olmalı. Hayır bunlar ailenin görevi değil, okulların olmalı. Aileler hangi birine yetişsin, yazıktır yahu.
Mesleki uzmanlık ise 18 yaşından sonra çok daha kısa bir eğitimle edinilebilir.
Ne doğru düzgün meslek kazandırıyorlar, ne doğru düzgün insan yetiştiriyorlar. O zaman bunca yıl bu okul çilesini çekmeye ne gerek var?
Sen de çek videonu, takıl.
Şimdi ise alternatif bir para kazanma platformu ortaya çıktı.
Çok yoksul bir ailede büyümüş ve okuyamamış birine de kolaylıkla popüler olup çok para kazanma imkanı verdiler...
İnternet üzerinde içerik üreten "influencer, youtuber, blogger" dediğimiz tayfa... Birçok kişi için nefret objesi. Bunların çoğu 20'li yaşlarının başında, okulunu bırakmış ve yıllarca sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da bir iş yerinde tutunmak için emek vermiş çoğu kişiden daha fazla kazanıyorlar. Çoğunun hiçbir eğitici, öğretici, düşündürücü olma gayesi yok. Çok fazla izleyince artık ağır konuları kafanızın kaldırmadığını ve aptallaştığınızı hissediyorsunuz. Ben bir izleyici olarak bunu yaşıyorsam, hayatını sürekli bunun üzerine kurgulayan insanın zihnindeki değişimleri de az çok tahmin edebiliyorum.
Evet eleştirecek çok fazla şey bulabiliriz ama benim için bu olumlu bir değişimdir, bir umuttur. Hayatı tek tipleştiren her şeye karşıyım, bana alternatif sunan her şeyi de savunmak boynumun borcu. O yoldan gitmesem de.
Dünya bunların eline kalsa şimdikinden daha kötü bir yer olmaz bana göre. Okumuş cahil olmak, inanın, okumamış cahil olmaktan çok daha kötü çünkü okumuş cahillerin eğitilmesi daha zor. Yanlış bilseler de, bir konuyu itibarları pahasına savundukları için doğrusunu kabul etmeleri çok daha zor oluyor. Kibirli ve dar görüşlüler.
Eğitim hayatının da okumuş cahil yetiştirmekten başka bir amaca hizmet ettiğini düşünmüyorum. Okul olmasın demiyorum, insanın bu denli derin bağlar kurabileceği, arkadaşlık geliştireceği başka bir ortam yok ama okul dediğin şey, birey yetiştirmeye odaklı olmalı. Saygıyı, doğru iletişimi, toplumsal hoşgörüyü, nezaketi, kuralları, kendini öğrenebildiğin bir yer olmalı. Hayır bunlar ailenin görevi değil, okulların olmalı. Aileler hangi birine yetişsin, yazıktır yahu.
Mesleki uzmanlık ise 18 yaşından sonra çok daha kısa bir eğitimle edinilebilir.
Ne doğru düzgün meslek kazandırıyorlar, ne doğru düzgün insan yetiştiriyorlar. O zaman bunca yıl bu okul çilesini çekmeye ne gerek var?
Sen de çek videonu, takıl.