Korona Günlükleri 1

Biraz zorlama olur mu endişesiyle elim gitmedi yazmaya uzunca bir süre ama hem bugünlere dair bir yazı olsun istedim, hem de yazmaya yazmaya iyice köreldim, ite kaka bir yerden başlamak lazım, idare edin.

Tüm dünyanın evlere kapandığı çok ilginç bir dönem yaşıyoruz hakikaten. Eski fotoğraflara bakınca ilk aklıma gelen şey ne kadar rahat bir yerlere dokunabildiğim... Şu ana kadar eminim kimsenin aklına gelmeyecek özgünlükte bir şükür meselesi edindik. Yüce rabbimiz çok orjinal bir yerden sınadı bizi. 

Bu süreçte ruh halim inişli çıkışlı. Sürecin belirsizliği can sıkıcı olsa da maddi manevi önemli bir kaybım yok şu ana kadar. Bu süreçte kendimi motive etmemi sağlayan temel şey bu, bir de bu sürecin nasıl sona ereceği, dünyada ne gibi değişimler olacağı merakı...

Her güne beklentisiz uyanmak ise gerçekten depresif. Evlerine kapanma lüksü olan insanlar olarak sadece temel ihtiyaçlarımızı giderdiğimiz bir dünya düzeni nasıl olurdu görmüş oluyoruz. Bana sorarsanız bok gibiymiş. Biraz kaos, azıcık ihtiras, hırs, yer yer huzursuzluk da lazım değil mi şu bünyeye?

Evden çalışmaya başlayan beyaz yakalı bu süreci sevmiş olabilir. Bu deneyimsizlik, insanlarla etkileşim halinde olmamanın verdiği rahatlık iyilik halini korumaya çok yardımcı. Biliyorum, 5 yıldır bu süreci yaşıyorum çünkü. İnsanlarla etkileşim haline girdiğimizde bizim bile farkında olmadığımız travmalar tetiklenebilir. Çoğu zaman fazla insan bünyede tehdit unsuru yaratıyor. Belli bir yaştan sonra da bununla mücadele etmek zorlaşıyor.

Öte yandan, tetiklenen her travma onu çözüp daha iyi bir "ben" inşa etmen için bir fırsat. Eğer seni rahatsız eden şeyi iyice didikleme cesareti gösterirsen, kendi iç dünyanda kendini anlamayı başarırsan hayattan keyif alma potansiyelin artıyor.

Bu durum, aynı filmi kötü moddayken izleyip hiç beğenmezken, iyi moddayken keyif almak gibi bir şey.

Hayat da biraz böyle...