Kendini Sevmek

Önemsizmiş ve beni yaralamamış gibi donuk bir ifadeyle anlattığım,çoğu kez anlatmaya bile değer görmediğim, "her ailede olur böyle şeyler" diye düşündüğüm çocukluk travmalarım hortladı yakın zamanda. Her ailede olması benim yaşadıklarımı önemsizleştirmemekle beraber, uzunca bir süre bok atsam da, her ailede böyle şeyler olmadığını kabul ediyorum artık. Gerçekten çocukken tek gündemi sokakta oynayıp, huzurlu bir evde yemek yemek, huzurla uyumak olan, çevresinde onu anlamaya ve desteklemeye gönüllü yetişkinlerle büyüyen birçok insan olduğunu idrak ettim. Böyle bir çevrede büyüyemediğim için içim buruk. Sosyal medyada tüm o kahraman anne, baba ve müthiş çocukluk hikayelerine inat, çocukluk ve gençlik anılarım içimde yaradır. O kadar derinmiş ki, bunca yıl saklayabilmişim... Ama kulağa nasıl gelirse gelsin onları saklamaya, başka bir gerçeklikle değiştirmeye, kendimi yeniden inşa etmişim, her şeyi aşmışım gibi davranmaya niyetim yok artık. Aşamamışım belli ki. Belki de hiç aşamayacağım. Olsun. Kimseye kendimi açıklamaya, ispat etmeme gerek yok. Birileri beni anlamadığında ya da ihtiyaçlarımı karşılamadığında da hayatta kalabilirim artık. Ne kadar saçma, bencilce ya da çocukça olursa olsun onlar benim hislerim, hislerimin başımın üstünde yeri var. O, anlaşılabildiği bir çevrede büyümemiş ve duygusal istekleri hep geri plana atılmış miniğin de.. Ve kimsenin yapmadığını ben yapacağım, o miniğin isteklerini ben dünyanın merkezine koyacağım. Belki de kendini gerçekten sevmek, o içinde çocukla barışınca başlar.