AŞK

Aşka çok kafa yoruyorum bu ara. Filmlerdeki gibi "romantik bir aşk" yaşamak istiyorum. Bulduğunda başka kimsenin umrunda olmadığı, yaşadığın şeyin özel ve farklı olduğunu hissettiğin... O frekansı kolay kolay yakalayamayacağını bildiğin... O bilince sahip olmak da bir olgunluk aslında. O olgunluğa sahip değilsen öyle bir aşkı yakalayamıyorsun. Sadece senin olgun olman yetmez, karşı tarafın da aynı olgunlukta olması lazım. Seninle aynı frekansta olması lazım. Kalbini açmaya razı olması lazım. Hem birbirinizi fiziksel olarak beğeneceksiniz, hem flört diliniz uyacak, adeta dans eder gibi flört edeceksiniz, bazen minik tripler olacak... Ah o minik tripler... Hayatı çekilmez kılmadan, alındığın şeyleri minik tripler ile anlatmak ve karşı tarafın bunu anlayıp gönül alma çabası kadar insanı birbirine yakınlaştıran az şey var. Muhabbet akıp gidecek, anlaşıldığını ve takdir edildiğini hissedeceksin, birbirinizi o kadar mutlu edeceksiniz ki, değiştirmek aklınızın ucuna bile gelmeyecek. 

O kişiye güvenebilmek, iki tarafın da da birbirini hayal kırıklığına uğratmadan, yoğun bir coşkuyla ilişki yaşaması... Tanıdıkça daha çok sevmek ve her şeyin yerli yerine oturması... Korku yok, kaygı yok, sonsuz bir güven var. Kimse sizin bu büyük mutluluğunuzu bozamaz. 

Aşk olarak hissettiğim şeyler hep birbirine çok benzer aslında; fiziksel olarak beğeninin yanında, "onunla hayat çok eğlenceli geçer" hissini yakaladığımda aşık olduğumu düşünüyorum, sürekli o hisse tutunuyorum ama çoğu zaman gerçeklik, hayalini kurduğumun yanından bile geçmiyor. 

Çok kişiyi sevebiliyorsun ama aşk...