2021

Bu sene benim için zordu. İyi hissetmek kendiliğinden olmadı çoğu zaman, çabalamam gerekti. Sanki bir tökezlersem her şey tepe taklak olur gibi hissettiğim için hiç kendimi bırakmadım. Her sabah işe gitmeden önce egzersiz yaptım, çoğu zaman sağlıklı beslendim, pilatese başladım, kısıtlamalar kalkınca hafta sonları hiç evde oturmadım, güzel planlar yaptım. Kötü bir seneydi diyip kazanımlarıma haksızlık etmek istemem ama içimde hep bir huzursuzluk ile gezdim. Böyle hissedince genelde büyük değişimler oluyor hayatımda. Neyse oraya geleceğiz...

Bu sene hafta içi her gün ofise gittim. 5.5 sene evden çalışıp herkesin evden çalıştığı dönemde tam zamanlı ofise gitmem de epey absürd oldu. Yılın ilk yarısındaki covid kısıtlamaları beni epey zorladı, hafta içi full çalışıp, hafta sonları kapalı kalmaktan çok bunaldım, bir yandan 5.5 senenin ardından tekrar her sabah erken kalkmaya, günümün 9 saatini kapalı bir ortamda geçirmeye, denizden, güneşten, hayattan kopuk yaşamaya, hafta sonlarına yüklenilen anlamın artmasıyla gelen eğlenme zorunluluğuna, yeni ve çok yoğun bir işe adapte olmaya çalışıyordum. Sevgilimle kurduğumuz hayatı devam ettirmek ve hayatımızı biraz daha ileriye taşımaktı temel motivasyonum. 

Yılın ilk 3 ayı şirketin özel araçlarıyla ulaşımımızı sağlıyorduk, sonra bu uygulama bitince alternatifim ya toplu taşımaydı, ya da trafiğe çıkma korkumun üzerine gitmekti. Arabam vardı, 1 senelik hiç kullanmadığım ehliyetim vardı. Birkaç hafta kendi kendime çalışınca trafiğe tek başıma çıkmaya başladım. Bu sene kendime yaptığım en iyi yatırım belki de bu oldu. Artık aktif bir şoförüm. Kendimle gurur duyuyorum. 

Yaz gelince her şey yine güzelleşti bir süreliğine, kaygıları yok saydık. Bu sene de güzel bir yaz geçirdim, işim vesilesiyle güzel arkadaşlıklar edindim.

Mevsim sonbahara dönünce içimdeki huzursuzluklar arttı. Duygularımın ve endişelerimin önemsenmediğini hissediyordum ilişkimde. Her zaman böyle değildi sanıyorum, öyle olsa daha önce huzursuzlanırdım ama film nerede koptu kestirmek zor. Tüm farklılıklarımıza, maddi zorluklara rağmen 5.5 sene birlikteydik. Bunun 4 senesi aynı evin içindeydi. Çoğu zaman oldukça iyi bir ilişkiydi. Yaptığım ve aldığım her şeyde emeği var. Onun ismini anmadan bir anı bile anlatamıyorum. Fakat artık daha iyiye gitmediğini ve bunun bana yetmeyeceğini hissediyorum.

Hayatımı nasıl kurgulamam gerektiği ile ilgili beynim patlarcasına düşünüyorum haftalarca. Sevdiğim bir semtte, güzel bir evde, evlenmeyi planladığım erkek arkadaşımla beraber yaşayıp, her gün işe özel aracımla giderken tüm bunları kaybedecek cesaretim var mı gerçekten?

Düşüncesi bile kalbimi sızlatan o kararı alıyorum sonunda ve dehşet içinde farkediyorum ki, hiç savaşmadan kabulleniyor karşı taraf. Kendi memnuniyetsizliklerime o kadar odaklanmışım ki, onun yaşadıklarını ve hislerini farketmemişim bile. 

Bana 2 sene önce evlilik teklifi eden 5.5 senelik sevgilimden ayrılıyorum. Beraber kurduğumuz evi kapatıyoruz, beraber aldığımız arabayı satıyoruz. İkimiz de ailelerimizin evine geri dönüyoruz. Emek ettiğim ve değer verdiğim her şeyi yitirmişim gibi hissediyorum başlarda.

1 hafta sonra yeni bir araba alıyorum. Bakımlarını o yaptırıyor hatta. Medeni ve güzel bir şekilde ayrılıyoruz. Her şeyi kaybetmedim aslında, hayatıma devam edebilirim. 

Kafamda geleceğe dair korkunç senaryolar var ama kafamdaki kadar korkunç olmayacağını bilecek kadar olgunum artık. Hiçbir zaman olmadı çünkü.

Bugün yeni hayatımın ilk günü.

İyi hissetmek için hala çabalamak zorundayım.

2022'de çabasız mutlu olabilmeyi diliyorum kendime...