Merhaba Bahar!
Ne iş yaptığı, nasıl biri olduğu hatta neleri başardığından bağımsız olarak her insanın sevilmeyi ve mutlu olmayı hak ettiğine inanıyorum ben.
Hak etmek her zaman elde etmeyi garantilemiyor tabii, bu sebeple emek de harcamak gerekiyor sevilmek ve mutlu olmak için.
Bebekliğimizden beri hayatta her yaptığımız şeye geri bildirim alıyoruz. Yaptıklarımız onay görürse doğru olduğunu hissediyoruz, tepki görürse de yanlış olduğunu.
Bir süre sonra farkındalığımız artıyor ve tüm motivasyonumuz sevilmek, onay görmekten ibaret olmuyor. Mutluluğumuz da işin içine giriyor.
İşte en zor mücadele; sevilmek, onay almak ve mutlu olmak arasında denge kurabilmekte.
Bu da ancak kişisel olarak gelişebilmekle mümkün.
Günümüzde kişisel gelişim; para kazandıracak nitelikler geliştirmek olarak satılsa da daha çok, hayatımızı nasıl yaşamak istediğimiz üzerine farkındalık geliştirmek ve bunu eyleme dökmek olarak tanımlıyorum ben.
Bu girizgahtan sonra yine kendime bağlayacağım konuyu tabii okurcum.
Geçen sene zor geçen kış mevsiminden sonra bu sene hazırlıklıydım.
İşte en zor mücadele; sevilmek, onay almak ve mutlu olmak arasında denge kurabilmekte.
Bu da ancak kişisel olarak gelişebilmekle mümkün.
Günümüzde kişisel gelişim; para kazandıracak nitelikler geliştirmek olarak satılsa da daha çok, hayatımızı nasıl yaşamak istediğimiz üzerine farkındalık geliştirmek ve bunu eyleme dökmek olarak tanımlıyorum ben.
Bu girizgahtan sonra yine kendime bağlayacağım konuyu tabii okurcum.
Geçen sene zor geçen kış mevsiminden sonra bu sene hazırlıklıydım.
Kış mevsiminin psikolojim üzerinde olumsuz etkisi olduğunun farkındaydım ve bir şeyler yapmazsam kötüye gideceğimi biliyordum.
Bir arkadaşımla şöyle bir plan geliştirmiştik; mart ayına kadar depresyona girmemek için elimizden geleni yapacağız. Vücudumuz depresyon etkileri gösterirse spor yapacağız, pozitif düşüneceğiz, salmayacağız kendimizi. Sonrası bahar zaten. Kuşlar, çiçekler, böcekler...
Kendimi salmamak adına; Ocak ayında Atina ve Berlin'e gittim. Bol bol okudum, film izledim, yürüyüş yaptım. Şubat ayının başında 4 gün fuar çevirmen olarak çalıştım, sonra İstanbul'a gittim ve 10 gün boyunca yerimde hiç durmadım. Bedenimi çok yordum, çok fazla kişiyle görüştüm, İzmir'de mahrum kaldığım etkinliklere gittim, güzel sohbetler ettim. İzmir'e döndüğümde kardeşim de benimle geldi, bir süre İzmir'de aile saadeti yaptık, sonra üniversiteden çok yakın dört kız arkadaş İzmir'de buluştuk, mükemmel bir hafta sonu geçirdik.
Derken mart geldi.
İçimdeki hissizlik azalmaya başladı.
Yeniden sevgi hissetmeye başladım her şeye karşı.
"Seninle konuşmak eğlenceliydi" sözlerini daha çok duydum.
Günlüğüme daha fazla "yaşamak çok güzel" yazdım.
İyi ki geldin bahar.
İyi ki geldin bahar.
Not: Hep kızlarla çekilmiş fotoğraflarım olsa da erkek arkadaşlarım da var tabii, fotoğrafım yok sadece :)