Atina

Geçen sene Makedonya'da çok eğlendiğimiz için bu seneki yılbaşı için Atina planı yaptık annemle. Gidişte 50 dk, dönüşte 35 dk sürdü İzmir'den. Yakınlığı, İstanbul'dan iptal olan birçok seferin olmasına rağmen bizim herhangi bir rötar yaşamamız, havanın çok soğuk olmaması Atina tercihimiz adına sevindiriciydi.

Bir turistin Atina'da gezebileceği bölgeler; Plaka, Ermou Caddesi, Acropolis, Agia İrini, AnafiotikaPsiri, Monastraki, Syntagma Meydanı, Gazi, Kolonaki. Kolonaki hariç hepsi birbirine yakın yerler, Kolonaki de bu yerlere taksi ile 5 dakikalık mesafede.




Bir şehre ilk kez gittiğimde önce otel resepsiyonundan bir harita alıp görülmesi gereken yerleri işaretlemesini isterim. İlk gün keşif amaçlı kaybolurum sokaklarda, neyin nerede olduğuna aşina olunca internetteki yorumları okurum böylece her şey daha kolay olur. Size de tavsiye ederim.

Plaka- Şehrin merkezi. Çevresinde konaklarsanız her yere yürüyerek gidebilir ve ulaşım için metro ya da taksiye mecbur kalmazsınız. Hem de şehrin en güzel, en merkezi ve güvenli yerinde kalmış olursunuz. Tavernalar için yine en güzel adres burası, biraz daha pahalı yine de Türkiye'deki meyhanelerden çok da fazlasını ödemezsiniz.

Anafiotika- Yunanistan ruhunu yaşabileceğiniz en güzel yer burası. Acropolis'ten aşağıya inince beyaz taş evlerinden arasında sıra sıra dizilmiş kafelerle dolu cici bir yer. Benim favorim burası.




Agia İrini-Burası da ikinci favori yerim. İstanbul'un Karaköy'ü. Çoğunlukla entel burjuvaların takıldığı, lüks ve şık butik kafelerin olduğu şehrin popüler bir noktası.


Ermou Caddesi- Cadde üzerinde bir sürü dükkan ve cafeler var. Oldukça turistik ve canlı bir yer.
Otelimiz yakın olduğu için ilk gün o civarı keşfettik, ortamı keyifli ancak yeme-içme biraz pahalı ve her zaman iyi kalitede değil.

Syntagma Meydanı- Parlemento binasının bulunduğu, gösterilerin yapıldığı meydan. Meydanları severim ben, enerjisi yüksek olur. Yazın merdivenlerde oturursunuz, kışsa da ışıklandırılmış, süslenmiş olur her durumda keyiflidir.

Gazi- Barların ve gece kulüplerin fazlaca olduğu bir muhitmiş. Syntagma Meydanı'nı arkanıza alıp, Ermou Caddesi'nin sonuna doğru yürümeniz gerekiyor. Son akşam merak edip bakalım dedik, caddenin sonlarına doğru yol biraz tehlikeli göründü gözümüze vazgeçtik. Siz de giderseniz taksiyle gidin bence, 5 eurodan fazla tutmayacağına eminim. Bizim daha fazla bar keşfedecek gücümüz kalmamıştı.




Monastraki- Sultan Ahmet gibi bir yer. Küçücük meydanın ortasında bir camii var, çarşısı var, bolca da tavernası... Plaka bölgesindeki tavernalardan daha ucuz, genelde ailelerin tercih ettiği bir yer. Ben ailelerin olduğu ortamları genelde pek sevmiyorum okurcum, depresif buluyorum biraz.


Kolonaki- Siz de herkes gibi burayı ilk andan itibaren Nişantaşı'na benzeteceksiniz. Pahalı dükkanların ve restoranların olduğu bir muhit. Lakin ben Nişantaşı'na da arada değişiklik olsun diye giderim, pek sevdiğim söylenemez. Kolonaki'yi de çok sevmedim ama seveni bol.




Acropolis- Yüksek şehir. Giriş; kişi başı 12 EUR. Acropolis müzesine giriş ise ayrıca 5 EUR. Acropolis Atina'da gitmeye değer belki de tek tarihi yer diyebilirim. Müzesi de keyifli. Evet görüp görebileceğiniz hep taş, pek bir şey anlamasam da binlerce yıllık heykellerin güzelliği benim bu kültüre gitgide daha fazla merak salmama neden oluyor.Ulusal Arkeoloji de müzesine gitmek istiyordum ama kapalı olduğu için gidemedim.



Psiri-Yine bolca cafe ve restoranın olduğu bir bölge. İçimden ucuz, salaş mekanları burada bulabiliriz diye geçiriyorum ama annemin elitistliği tutuyor (anne naber?), orada takılan kitleyi beğenmiyor (bence pahalı restoranlara gelen yakışıklı Yunan erkekleri esas motivasyonuydu ama neyse) Ermou Caddesine geri dönüyoruz. Sürekli pahalı ve düşük kalite yemekler yiyor oluşumuz beni epey huysuzlandırıyor, tek başıma gezdiğim zamanları biraz özlüyorum. (anne muck)

Eğer kimse size söylemediyse ben söyleyeyim akşam 11'den önce doğru düzgün dışarı çıkmıyor insanlar, yemek için erkenden dışarı çıkmayın.

Açıkçası benim hayalimdeki Atina gezisini yapamadım ben. Tavernaların olduğu sokaklara çok yakın olmamıza rağmen kendi eksenimiz etrafında dönmüşüz bir süre, çok geç keşfettik. Ucuz ama iyi kalite yemek pek yiyemedik, Yunan kültürünü çok yaşayamadık gibi hissediyorum. Tüm bunlara rağmen utanmadan Atina rehberi yazıyorsun dersen, ne diyeyim; sen de haklısın.



Bunda benim hatam da büyük tabii çünkü gelmeden önce Yunan bir arkadaşımın metroda hırsızlığın çok olduğuna ve Omonia bölgesinin tehlikeli olduğuna dair uyarısını anneme söylemiş ve gözünü daha gelmeden korkutmuş bulundum.

Yurt dışında gezerken bilmemenin korkusuzluğunu yaşar, her yere girer çıkarım ben. Lakin annemle daha sorumlu hissettim, onun sürekli tedbirli olmak isteği benim de ona uyum sağlamama neden oldu. 




Yine de çok fazla şikayet edemem okurcum. Bu sene yılbaşına yine yurt dışında, dünyada en sevdiğim insanın yanında, güzel bir barda ve birçok yakışıklı erkek görerek girdim. Net iyi girdim yani.

Atina bence yaşamak için de, eğlenmek için de güzel bir şehir ama kültürel aktivite için çok fazla seçenek sunmuyor. Tüm müzelere gitmeyecekseniz keşfedebileceğiniz tek şey Acropolis, o da 1-2 saat içinde biter. Daha sonrası hep yeme, içme ve yeni mekan keşfetme üzerine.

Yazın durumlar biraz daha farklı olabilir çünkü şehrin içinde girebileceğiniz mükemmel bir denizi var. 
Sosyalleşmek için fazlaca barı, aktif bir gece hayatı var. 
Avrupa şehirlerine göre çok pahalı sayılmaz. 
Metropol insanı depresifliği, kabalığı yok Atina'lılarda. 
Erkekleri çook yakışıklı. 

Not: Fotoğraflar rastgele çektiğim fotoğraflar, ismi geçen bazı bölgelerle örtüşmüyor.


Sevgiler.
T.