Serseri mayın

*Yalnız kalınca geçmişe özlem duyma eğilimleri başlıyor bende. Sadece kendi geçmişim değil, başkalarının geçmişi, fotoğrafları, neler yaptıklarını araştıyorum. Benimle hiç ilgisi olmayan kişilerin geçmişlerini merak edip, eğer geçmişleri şimdiki hayatlarını aratıyorsa ben de üzülüyorum onlar için. Asla değiştiremeyeceğim bir şey için üzülüyorum mesela. Yetmiyor yaptıklarım bana. Eğlenmediğim o ana kızıyorum sonra. Keşke o an istediğim kişiyle, istediğim şeyi yapabilseydim diye geçiriyorum içimden. Melankolik oluyorum saçma sapan. Bu yüzden fazla yalnız kalmak bana pek iyi gelmiyor.

*Bu ayın sonunda işi bırakıyorum. Kendi kararım. Böyle olsun istemezdim ama yine de pişman değilim.

*Ev sahibim 1 Mayıs'ta biten kira sözleşmesini uzatmak istemiyormuş. Hayır ben istiyorum ama o n'olcak?! Bide işi bıraktığım gün söylenir mi bu allahsız?!

*Ve evim... Biricik evim, özgürlük alanım. İçinde bulunduğum ilk andan itibaren seni o kadar benimsedim ki.. Asla kötü hissettirmedin bana kendimi. Çok fazla kişiyle paylaşmadım seni, belki de güzelliğin burdan geliyor...

Yapmak istedikleri fazla olan, hedefleri büyük olan insanlara verilebilecek en abest tavsiyelerden biridir herhalde sabırlı olmasını istemek. Olamaz. Ömrünün her anını yeni birşeyler yaparak, eğlenerek, öğrenerek geçirmek isteyen bir kişiye 1-2 yıl sabretmesini, hayatını ot gibi geçirmesini isteyemezsiniz. Ya buna direnir direnmezse de ölür bu kişi. Yaşama sevinci, istekleri ölür. İşte bu yüzden hayatımda radikal değişiklikler aldım okurcum. Öyle ya da böyle bu benim kararım. Pişman olup olmayacağımı da zaman gösterecek...