Otobüste yaşlılara yer verme sorunsalı

Otobüste yaşlılara yer vermek zorunda olduğumu düşünmüyorum. Canım istemezse vermem, etrafa şeytani bakışlar atmaları beni etkilemez, şeytani bakış atacaklarına adam gibi yer isterlerse, canımsınız. "İnsana saygı" mantığının gelişemediği bu toplumun kurallarına saygılı olmam gerektiğini düşünmüyorum. Ben bir yaşlıya oturması için yer veriyosam bu tamamiyle insaniyet namına, onun ayakta durmakta zorlandığını gördüğüm içindir, toplumsal kurallar, örf, görenek vs bana sökmez. ( dizilerden mi geldi, bu delikanlı adam ağzı anlamadım ki ben. ) Yani demem odur ki; insani boyutu dikkate alıp, yer veririm ben. İnsani boyut demişken o kısma gelicem tekrar.

Bazen canım yer vermek istemez. Canım sıkkındır, ya da ne bileyim yolum uzundur, hastayımdır, otobüs kalabalıktır, milletle dipdibe ayakta durmak istemiyorumdur, ya da yer vereceğim kişiye kanım ısınmamıştır filan. Öyle yaşlıların şeytani bakışlarını üzerinde hissetmeme rağmen, sıkılmadan hatta camdan dışarı bakma taktiğini bile sığınmadan yüzlerine bakarım gerekirse -ne kadar da delikanlıyım- etrafta boş yer var mı diye kontrol ederim. Yoksa düşünürüm yer vermek istiyor muyum acaba diye, vermek istemiyosan kafamı çevirir, oturmaya devam ederim. Mesela bu da benim başka bir insani boyutum.

Hem zaten yaşlılara otobüste yer vermek sıkıntılı bi olay. Gözünüze kestirdiğiniz kişi uzakta ise, nasıl sesleneceksiniz!? "Bakar mısınız" deseniz bakmaz, el sallayarak, "amca/teyze size söyledim" derseniz, nerden amcanız, teyzeniz oluyor bu sizin bir kere? Üstelik sesinizi yükseltip toplum içinde bu tür davranışlar sergilediğiniz için de garip hissedersiniz kendinizi, sıkılırsınız filan. Başka bir seçenek, gözünüze kestirdiğiniz adayın size yaklaşmasını beklemektir. Otobüs kalabalıksa ve o kişi size kolaylıkla gelemiyorsa, onu gelesiye kadar takip edersiniz. Hiç tanımadığınız biri için bunca zahmete katlanıp, rahatsız bir şekilde beklersiniz. Bu bekleyişi seçmeyip, yerinizden kalkar, o gelince oturur diye düşünebilirsiniz, o zaman da ihtiyacı olmayan biri oturur yerinize, gıcık olursunuz. Hiç kusura bakmasınlar, öyle bir durumda ben kalkması için uyarıyorum o kişiyi. Ama herkes bunu yapmıyor mesela, görüyorum uzaklardan yaşlılara yer vermek için kalkmış gençlerin yerine, üzerine oturdukları uzuvlarını koltuktan taşırırcasına yerleşip, kasım kasım kasılmış kadınlar oluyor, inanın o saçlarından tutup kaldırmak istiyorum bazen okuyucu. İşte bu da benim bambaşka bir insani boyutum.

Diyelim beklediniz, doğru kişiyle temas kurdunuz ve yerinizi vereceksiniz. Bu sefer de "zahmet etmeseydin, otur çocuğum" lafına karşılık " lütfen ne demek, lütfen oturun" gibi inceliklerle kırılacaksınız. Sanki zorla veriyosunuz yerinizi. Hayret bişi ya!? Yeri geldiğinde boşalan bir koltuk için gerilerden depar atıp yerinizi kapan "yaşlılar" ve hepimiz de çok iyi biliyoruz ki o koltuğa oturmak için can atan, hatta zahmet etmeyin otursaydınız cümlesini tamamlamadan o koltuğa yerleşenler yine onlar.

İşte tüm bu sebeplerden ben yaşlılara koltuk verme konusunda gıcığım biraz. Nedenlerini çocukluğuma inerek araştırmak lazım sanırım, arıza bir kişiliğim olmasının yanında biraz da prensip meselesi.