Ben senin ciğerini bilirim.

"Sen beni benden daha mı iyi bileceksin?" diyenlere tokat gibi cevap.

"Başkaları, özellikle de bizden tamamen farklı olanlar bizi nasıl bizden iyi bilebilirler? Burada en azından dört neden karşımıza çıkıyor.

Birincisi, biz genellikle kendi etkinlik ve duygu akışımıza kendimizi tamamen kaptırıyoruz ve dolayısıyla da bu akışı kavrayamıyoruz.

İkincisi, yaşamımızı oluşturan etkinlik ve duygular çoğunlukla karışık ve dolayısıyla da kafa karıştırıcıdır. Birçok şey hakkında kararsız kalıyoruz; bunları, tamamen aynı anda hem istiyor ve değerli görüyoruz hem de reddediyor ve değersiz sayıyoruz. Ayrıca, güdülerimiz genellikle karışık, hatta bazen çelişkili oluyor. Bir hareketle birçok amaca ulaşmak istiyoruz, halbuki bu amaçların hepsi birbiriyle uyuşmayabiliyor. Dahası, duygu ve arzularımız, karmaşık, derin ve katmanlı oldukları için, çoğu zaman birbirlerine karışıyorlar. İnsani deneyime has bu özelliklerinden dolayı çoğu zaman kendimizi çözümleyemiyoruz. Kendimizi okumak bize zor geliyor. İçimizdeki bütün bu kararsızlık ve karmaşadan uzak olan başkaları ise, deneyimlerimizin karmaşıklıklarına bizim yapmadığımız biçimlerde vakıf olabilirler.

Üçüncüsü, genellikle başkaları, bizim kendi deneyim ve duygularımız ile dış koşullar ve öncül olaylar arasındaki bağlantıları kavramaya daha yatkın oluyorlar. Bunlar sadece önümüzdeki ivedilik arzeden şeyleri görebilen bizlerden daha geniş bir görüşe sahip oldukları için, nedensel kalıpları, etkiler ve sonuçları daha kolay teşhis edebiliyorlar.

Sonuncusu, ve en sinsisi, özaldatmadır. Bazen korku, suçluluk ya da öz savunma dolayısıyla kendi kendimizden saklanıyoruz. Gerçekten de, çözümlenmesi çok güç bir biçimde, hissettiğimiz ya da yaptığımız şeyin hakikaten ne olduğunu bilmemizin önünü alarak kendi kendimizi anlaşılmaz kılıyoruz. Bizi, kendimizi düşürdüğümüz bu bilgisizlik tünelinden genellikle başkaları çıkarıyor."

diyor Brian Fay.

Bu arada, uzun zaman oldu okurcum. İyisin, hoşsun inşallah.
Sevgiler.