Sex and The City ve ilişkilere dair

Sex and The City'de Carrie ile Big'in bir restoran sahnesi vardı... İlişkilerini noktalamışlar ama ikinci bir şans vermeden önce flört ediyorlar.

Carrie'nin gündemi reenkarnasyon. "Herkes öldükten sonra ne olacağını merak eder" diyor... Big de "daha ziyade arabamı garajdan kimin çaldığını merak ediyorum" diyor.

Şimdi biz Türk kızları olarak sohbetin bu noktasında muhtemelen ilgisiz ve bencil görünmemek adına  "aa çok üzüldüm arabanın çalındığına, yapabileceğim bir şey var mı?" gibi hallere girer aşırı bir ilgi ve sempati gösterirdik.

Halbuki idolümüz Carrie konudan çıkmayarak " bence yeniden dünyaya geleceğiz" diyor... Big de "bunu düşünmek daha kolay değil mi, peki ne olarak geri geleceksin?" diye sohbetin içine giriyor ve güzel bir flörtleşme izliyoruz.

İşte Türk kızları olarak gelmemiz gereken nokta tam olarak budur.

İstirham ediyorum, hele ki ilişkinin başında adamın sorunlarına ortak olmayınız. Koskoca insan bunlar, başının çaresine bakabilir. Bakamıyorsa zaten topuklamak lazım.

Özellikle aşk ilişkisinde sıfatlar ve roller sıklıkla karıştırılıyormuş gibi geliyor bana. Beni iyileştirsin, bana arkadaşlık etsin, sırdaş olsun, beni koşulsuz sevsin... Hayatındaki insanın tüm rolleri ve ihtiyaçları karşılaması bekleniyor. Karşılıyoruz da çoğu zaman. Sonra müthiş bir alışkanlık, bağımlılık gelişiyor, güzel bir konfor alanı yaratılıyor ama neşeyi ve heyecanı kaybediyoruz.

Düşününce bir insanı iyileştirmek doktorun görevidir. Bir insanı koşulsuz sevmek annenin... Bir insanın sırdaşı olmak, arkadaşlık etmek dosta yakışır. Aşk yaşama gayesinde olan kimsenin böyle bir misyonu yok, tek beklentisi flört etmek olmalı.

Tamam ilişki belli bir yakınlığa ulaşınca bu sıfatlar illaki karışıyor, bunu önlemek imkansız, belki de bu yüzden ilk zamanların neşesi ve heyecanı kayboluyor. Yine de o neşeyi ve heyecanı mümkün olduğunca yaşamak ve zor zamanlarda o anlara tutunmak lazım gibi geliyor bana.

Bu arada konudan bağımsız bir Sex and The City fanı olarak belirtmeden geçemeyeceğim.
Yıllardır Aidan vs Big tartışması yapılır ve Aidan'ın ne kadar mükemmel bir erkek olduğundan ve Carrie'nin Big'i seçerek ne kadar yanlış yaptığından bahsedilir. Buna hiç katılmıyorum. İlişkinin başından beri hiç uyum sağlamayan, baskıcı ve son derece sıkıcı bir zat kendisi. Sigarayı bırakması için zorladı, romantizm için zorladı, gece dışarı çıkmak istemedi, kızı orman evinde kalmaya zorladı, evliliğe zorladı, evin tavanını boyamak gibi Carrie'nin zerre umrunda olmayan detaylarda enerjisini harcadı da kızın ev huzurunu bozdu... Hele eve girdiği ilk andan itibaren bitmek bilmeyen soruları??? Bir de bunu çok iyi ve anlayışlı  bir erkek maskesinin altında yaptı.. En tehlikeli tiplerdir bunlar. Sonuna kadar Big'ciyiz.