Kayıtlar

Eylül, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

20'li yaşlarımın şerefine

Resim
Hayatımın en anlamlı ve en güzel yılları, 20'li yaşlar geride kaldı. İnsanlardan etkilenme potansiyelinin gitgide azaldığı, kendi değerlerini oluşturduğun, toplumda kabul görmeye başladığın bir dönem bu 20'li yaşlar. Bizim toplumuzda birey olmanız, kabul görmeniz için yeterli değildir, "sen önce bir çalışmaya başla da, gör" derler. Bu lafı o kadar çok duydum ki, iş hayatına karşı bir korku duymaya başladım. Bir yandan da ciddiye alınmak istiyordum. Biliyordum ki, çalışmak bana ahkem kesebilme, herhangi bir konuda şikayet edebilme hakkını verecekti. Onun öncesinde dert ettiğim şeyler hep küçümsenecekti. İlk iş yerim, korktuğumun aksine süper bir yerdi. İstanbul'da bir partiye gitmişken çağrıldığım ve bir daha asla öyle bir ortamda çalışamayacağıma inandığım havalı, yabancılarla dolu bir dergiydi. Sayesinde çok istediğim "İstanbul'da kendi evime çıkma" hayalimi de gerçekleştirmiş oldum, işe severek gitmenin mümkün olduğunu öğrendim. Çünkü k

Anneyi, babayı kahramanlaştırmak

Bir gün çok sevdiğim psikolog bir arkadaşımla, -genellikle özel günlerde peyda olan- anneyi, babayı kahramanlaştıran mesajların bana sevimsiz gelmesi ile ilgili konuşuyorduk. Kendisi şu yorumu yaptı: "Bu tarz mesajları yazanlar şu duyguyu yaşamak istiyor aslında, "ben çok özelim bu da kanıtı". Çünkü insan anayı, babayı seçemiyor ve kahramanlık öyküsü anlatarak, "bana harika bir anne ve baba gönderildi, işte bu da özel olduğumun kanıtı" demeye çalışıyor. Ama emin ol bu tip mesajlarda olayın aile ilişkisiyle alakası yok, narsistik yara. Evinde bulduğu prensesliği dış dünyada bulamayınca böyle triplere giriyor insanlar ve geriye dönük abartılı hikayeler yazmaya başlıyorlar. Sana itici gelen bu samimiyetsizlik olabilir. Mesela sevgilini övebilirsin, bu aynı şey değil. Çünkü yetişkin halinle kendi seçimin, en fazla hava atmaya bayılan bir tipsindir..." Bazıları bu motivasyon ile yazıyor olabilir, bazıları, belki de gerçekten annesinin, babasının kahrama