İzmir Günlükleri: Duraklama Dönemi.


*Yaklaşık yirmi gün önce tezimi sunup mezun oldum ben. Kariyerime hiç faydası olmayacağını düşünsem de pişman değilim yüksek lisans yaptığıma. Entelektüel anlamda kendime, kendi çabalarımla, çok şey kattım, altı ay yurt dışında hibeyle yaşadım, birçok harika insan tanıdım. Özellikle üç tanesini uzun yıllar yanımda istiyorum.

*Yazana kadar oldukça sıkılsam da, tez bittikten sonra büyük bir boşluğa düştüm. İlham veren başka amaçlar edinmeliyim en kısa zamanda çünkü şu an düştüğüm boşluk beni biraz ürkütüyor.

*Beni ürküten diğer şey ise; birkaç aydır sahip olduğum "devamlı iyi olma halinin" beni terkedeceği endişesi.

*Eski şirketimle bir sene daha evden çalışabilmek için konuşmayı düşünüyordum lakin en çok kendilerine zarar veren profesyonel olmayan bazı tutumlarını göz ardı edemiyorum. Bu iş, geçtiğimiz üç buçuk yılda olduğu gibi konforlu ama yerinde saydıran bir iş olmaktan fazlasını vaad etmiyor. Batan gemiden kendimi kurtarmam gerek sanırım.

*Birkaç gündür devam eden ilham arayışıma iyi gelen küçük bir heyecan buldum, ona tutunmak istedim. Yazmaya değer bir his yaşadığımı sanmıştım ama közlenmeyince sönümlendi o his. Artık yazmaya değecek kadar değerli gelmiyor.

*Samimi ve yoğun yaşanan kısa bir zamanı, heyecansız, istikrarlı, uzun bir ilişkiye tercih ederim.

*Uzun bir süre kendimi eleştirdim ilişkilerde yanlış davrandığıma dair ama ya karşı taraf bana doğru davranmamışsa?

*Belki de Cosmo Girl filan okumalıydım vaktiyle. Şu an böyle şeylere kafa yormak için fazla entelim. Bunca yıllık feminist kimliğime ihanet edip ilişki tavsiyesi veren kitaplar alıp okuyamam. Yapamam okur. Hm...