#Kadıncinayetlerinidurduracağız

Siz, oturduğu yerden "kaşınan kadını döveceksin" diye argümanlar üreten empati yoksunu insanlar: Siz insanlık onurunu ayaklar altına alan şiddete, günlerce, aylarca, yıllarca maruz kalmanın ne demek olduğunu bilir misiniz? Siz ne ailenizden ne devletten yardım alamamanın derin çaresizliği içinde kendi canına kıymak ile bir çözüm yolu aramak arasında gidip geldiniz mi? Annesi gözlerinin önünde şiddet görmüş ve küçücük bedeniyle onu koruyamamış bir çocuğun benliğinde açılan derin yaranın ömrü boyunca tamir edilemeyeceğini bir an olsun önemsediniz mi? Her an babasının annesini öldüreceği korkusuyla yaşayan bir çocuğun yaşadıklarının ne kadar ağır olduğunu hiç düşündünüz mü? Hırsı ve öfkesi gün geçtikçe artan bir adamın kendi vicdanı ile durmasının artık imkansız olduğunu, onu durduracak tek şeyin "ölüm" olduğunu anlamanız için kaç bin örnek daha yaşanması lazım? Evet ölüm. Ya şiddet uyguladığı kadının ölümü ya da kadının adamı öldürmesi ile.


Devletin şiddet gören kadını korumayacak durumda olması ya da korumayı reddetmesiyle er geç sonuçlanacak muhtemel olay; ölümdür.

Şiddet uygulayan güce sahiptir, merhameti kalmamıştır, toplumun onayı vardır bu sebeple pişmanlık hissetmez.

Okuduğum bir kitapta vicdanı "topluluğa ait olma" hissi ile açıklamıştı Alman bir terapist. 'Herkes içinde bulunduğu topluluğun vicdanı ile hareket eder, topluluk onaylıyorsa "öldürmek" de onurlu bir davranıştır' diyor.

İstediğiniz kadar yasaları ağırlaştırın, toplumsal vicdan gelişmediği sürece kadına şiddet bitmez.
En tepedeki adamların kadın düşmanlığı, hukuk tanımamazlığı, erkek egemen söylemleri tabana hızla yayılır ve yaşadığı toplum onaylıyorsa kadın cinayetleri kişinin kendi vicdanı ya da yasalarla engellenemez.

Kocasının şiddetinden kaçan kadının sığındığı karakolun amiri ben olsaydım asla onları barıştırmaya çalışmazdım mesela ya da bir tecavüz davasına bakan hakim olsaydım suçun ağırlığını hafifletici sebeplerle azaltmazdım. Çünkü ben anlayabiliyorum. Ben de bir kadınım. Benim düşüncem; kadınlar bu ülkede en az erkekler kadar güçlenmediği sürece adaletin sağlanamayacağı yönünde... Bu dünyanın yarısı kadınlardan oluşuyorsa her şeyin yarısı da kadınlarıdır. Tüm pozisyonların, hakların, sorumlulukların... 

Zaten bizim olanı almak için yüzyıllardır mücadele ediyoruz. 
Bu yüzden bize yüzyıllık özgürlük, adalet ve eşitlik borçlusun erkek egemen dünya!