Erasmus günlükleri: Hamburg!

Beni hayatta en çok mutlu eden üç şey; özgürlük, önemsenmek ve de eğlenmek. Hayattaki önceliklerim, bir işe girişirken ki motivasyonum hep bu üç isteğe hizmet ediyor. Şu an İstanbul'daki hayatımdan tamamen farklı bir hayat sürüyorum. İki hayatı da çok net karşılaştırma imkanım var. Burada İstanbul'da hiç olmadığım kadar özgür hissediyorum. Ucuz, küçük bir yer ve param her şeye yetiyor, aktivitem bol, istediğim zaman istediğim ülkeye gidebilecek zamanım ve imkanım var. 

İstanbul'daki hayatımda ise gerçekten önemsendiğimi farkettim. Bunu farketmek için kilometrelerce öteye gitmeme gerek varmış demek ki. Belki çevremde çok fazla kişi olup onların içinden bir elin parmakları kadarının gerçekten samimi olduğunu bilmek bana bazen aksini düşündürüyordu ama kötü bir zamanımda benim için orada olacak illaki bir kaç kişi vardı hep.

Bir de İstanbul'daki hayatımda çok çok daha fazla güldüğümü farkettim. Arkadaşlarımla, sevgilimle, yüksek lisansta arkadaşlarımla, hatta hocalarımla, işte patronumla, gün nasıl geçerse geçsin neredeyse her gün, göbeğim çatlayana kadar beni güldüren bir olay ya da bir kişi olurdu. İki aydır burada o kadar sıklıkla kahkaha atmadığımı söyleyebilirim.

Yine de İstanbul'da öyle sıkışmış hissetmeye başlamıştım ki, ruhumun bu özgürlüğe çok ihtiyacı varmış.
Çok keyifliyim bu sebeple, döneceğim yer bıraktığım gibi keyifli olacak mı ondan emin değilim bu yüzden pek dönesim yok. Yine de bunları döndüğüm zaman kafaya takmaya karar verdim.

Bu uzun girizgahtan sonra çok eğlendiğim Hamburg gezisinde çektiğim fotoğrafları paylaşmak istiyorum.
Sadece sokaklarda boş boş yürüdük, aptalca şakalar yaptık. 
Bu yüzden şehirle ilgili çok fazla bilgi veremeyeceğim ama bana göre Berlin'den sonra Almanya'nın en güzel şehri. Kimisi için Berlin'den bile güzel.
 
Gidiniz mutlaka görünüz efenim.


Hamburg
 Hamburg

 Hamburg
 Hamburg


Hamburg