Kozasından çıkan ipek böceği.

İçinde büyük bir boşluk vardı. O boşluğu kapatmaya çalışmak için tutunduğu her şeyin hayal kırıklığıyla sonuçlandığı bir sürü talihsiz ilişki yaşamıştı. Bir an geldi. Dank etti. O ana kadar hiçbir erkek tarafından gerçekten sevilmemişti. Kırılmıştı, üzülmüştü, hırçınlaşmıştı ve kimse onu tamir etmeye çalışmamıştı. Bu gerçek ağır geldi. Boğazına bir yumru düğümlendi, nefes alması zorlaştı. Sevdiği adam onu kollarına aldığında musluğu hızla açılmış bir çeşme gibi bir anda yaşlar boşandı gözlerinden. Görüş alanı kayboldu... Dünyayla iletişimi kesilmişti adeta, bir anda her şey durmuştu. Ne duyuyor, ne görüyordu o an... Sadece ağlıyordu. Kaç dakika o şekilde kaldı bilmiyorum. Sanki gözyaşlarıyla birlikte kalp ve hayal kırıkları da akıyordu, bir yandan da sevdiği adamın kollarında güven ve sevgi dolduruyordu içini...O andan itibaren bambaşka bir kadındı artık.