sevmek zor zanaat

foto: the-sinister


Sevgi arsızıyım ben. Çok sevmek, çok sevilmek istiyorum ama bir o kadar da korkuyorum bu duygudan hatta çoğu zaman izin vermiyorum bu duygunun beni ele geçirmesine. Hayatımı daha çok beynimle yönetmeye çalışan bir insan olarak bu duyguyu kontrol etme içgüdüsü gelişiyor, aksi takdirde yıkıcı bir etkisi olabiliyor bende.

İnsanlara çok kolay ısınamam ben. Sıcak görünürüm ama aklımda hep bir acaba vardır. Hatta yeni tanıştığım insanların kötü özelliklerini aramak gibi hastalıklı bir yönüm de var. Sanırım hepsi kendimi koruma içgüdüsünden geliyor.

Birinin benim dostum olabilmesi için aradan uzun bir zaman ve çok fazla paylaşım geçmesi gerek. Her türlü pis senaryodan sonra onun hala iyi niyetli olduğuna inanırsam, işte o zaman koşulsuz güveniyorum. Bu kişi sayısını ne kadar az tutarsam o kadar iyi çünkü o zaman daha az üzülme şansım var. Yarın bir gün onlardan birinden hiç beklemediğim bir darbe yersem üzüntüm büyük olacak çünkü.

Sonra kalbimi daha ilk baştan açtığım insanlar oluyor... Çok dürüst, güvenilir bir insandır dediğim biri mesela. Aradan zaman geçiyor, çatışmalar başlıyor. Konuşarak çözülmüyor, her iki taraf da haksızlık yaptığına inanmıyor herkes kendi penceresinden bakıyor en nihayetinde. Üzülüyorum. Kızıyorum kendime, "bu insanla tanışalı daha uzun bir zaman olmadı, kriterlerime uymadığı halde neden kendimi üzme şansı veriyorum?"diye. Şimdi sevdiğim bir insana ön yargılı olacağım, yaptığı davranışlarda art niyet arayacağım, senaryolar üreteceğim gerginliği başlıyor. Eğer bu süre zarfında hala benim arkadaşım olarak kalmaya devam ederse dostum oluyor olmazsa ara sıra muhabbet ettiğim arkadaşlarımdan biri olarak siliniyor hayatımdan.

Dost olma yolundayken; kavgalar, kahkahalar, çatışmalar, fikir ayrılıkları, kendinle hesaplaşmalar, üzüntüler, acabalar, sinir bozuklukları ve eğlence de geliyor o kişiyle beraber. Dost olduğunda ise çoğunlukla anlayış, samimiyet ve eğlence. O kadar zorlu yoldan sonra dostluk buna değer mi hala karar verebilmiş değilim. Herkese soğuk ve mesafeliyken de eğlence var ama sinir bozuklukları daha az yaşanıyor. Samimiyet ise asla gelmiyor...