Kayıtlar

Ağustos, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yarim İstanbul

Resim
foto: Sina Demirel 18 yıllık İzmir yaşamımın ardından ister nankör deyin, ister başka bir şey; ben yurdumu belirledim. Yarim İstanbul diyorum ve yaşamımı burada devam ettirmekten dolayı çok mutlu olduğumu bütün kamuoyuna bildiriyorum. Bir şehri eviniz olarak benimsemeniz sadece şehrin güzelliğiyle alakalı değil. O şehrin size nasıl hissettirdiğiyle alakalı aynı zamanda. Geçen hafta İzmir'deydim. İzmir'de tanıdığım ve sevdiğim birçok kişiyi yakın bir zamanda görmüştüm İstanbul'da zaten. Orada özleyeceğim şehrin ruhu ve İzmir'deki evim olmalıydı. İzmir'deki evimi çok özlemişim orası ayrı ama şehrin ruhu bana iyi hissettirmedi. Yapılacak aktivitelerin azlığı, gidilecek mekanların azlığı, aşırı sıcak olması, orda geçirdiğim yılların bana hep bütün asiliklerimi, kendimi bulma çabalarımı, küslüklerimi, kavgalarımı, babamın vefatını hatırlatması, İzmir'i yaşamak istediğim şehirden ziyade arada sırada sevdiğim insanları ziyaret etmek için gideceğim şehirden öteye

Ölçüsüz olmak ile serseri ruhlu olmak arasındaki fark

Resim
Yaptıklarının sorumluğunu aldığı, başkalarına zarar vermediği, incitmediği ve hatalarını başka gerekçelere sığındırmadığı sürece kimseyi yargılamam. Ama ölçüsüzlüğe tahammül yok. Ölçüsüzlük; iradesizliktir. Aslında iradesizliğinden yaptığın şeyleri başka gerekçelerin arkasına saklamaktır. Kendi isteklerin ve zevklerin uğruna başkalarını incitmeyi umursamamak ya da pişman olup aynı şeyleri tekrar yapmaktır. Böyle vaaz verir gibi konuşup sütten çıkmış ak kaşık değilim ben de elbette. Serserilik hatta başkaları için uygunsuz bulunabilecek türden davranışlar ben de sergilemişimdir ama hiçbir zaman yukarda bahsettiğim türden ölçüsüzlük yapmamışımdır. Uçuk kaçık şeyler yapan insanlara bayılıyorum, zaten bu tarz bir sürü arkadaşım var. Ama bunu bir duruş haline getiren, gerçekten kendini anlayıp, tanıyıp, eğlenmek için yapan kişilere yakışıyor bu durum, " sen kim oluyosun, bu benim hayatım" modu onlar yapınca ha.sktir çekilemez haline geliyor. Arasındaki farkı anlamak, anlatmak lazı

5 dakikada değişir bütün işler!

Resim
Off ne şuursuz bir haftaydı. İşteki en kötü haftamdı sanırım. Aylar öncesinden beklediğim ve bu ay almam planlanan zam resmen yalan oldu. Zammı 2 aydır öyle büyük bir hevesle bekliyordum ki, bu durumu hazmedip kabullemem biraz zaman aldı. Aralık 2009 dan beri çalıştığım Madam Brownie ile ilişkilerimi kesin olarak koparma kararı aldım. Nedenlerini detaylı olarak anlatmak pek hoş olmaz tabii ama kısaca; iletişim bozukluğu bu işten aldığım keyfin yok olmasına neden oldu. Gönüllü olarak yaptığım bir işten keyif almamak o işe devam etmemek için yeterli bir sebep göründü gözüme. Bu kadar emek verdikten sonra bu şekilde bitirmek üzücü olsa da, şu ana kadar kararımdan hiç pişmanlık duymadım. Madam Brownie'nin bana katkıları oldu elbette. İlk başlarda çok motiveydim, çok keyif aldım. Ufkumu açtı. İlerde burda gördüğüm hatalardan kaçınarak çok daha iyi projeler yaratmak adına ilham kaynağım oldu. Bunu da yapılcaklar listesine ekledim. Şimdi bir alkış: Sabancı Üniversitesi Avrupa Çalışmaları