Kayıtlar

Aralık, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2009 u verimli geçirenlerdenim :)

Blogger raconu bu herhalde, bu aralar herkeste görüyorum " 2009 u nasıl geçirdim" ya da "Yeni yıldan ne bekliyorum" tarzında yazılar, acemi bir blogcu olarak ben eksik kalır mıyım hiç!? Eveet 2009 un ilk iki ayını nasıl geçirdim diye hatırlamaya çalışırken, ah evet o karın ağrısı TOEFL ile geçen zamanlardı. Üstüne bir de iyi bir skor alamadım, ziyan zebil oldu, onca stres, uğraş ve para. Ama hemen ardından, aylar öncesinden başvurmayı planladığım, o zaman da gözümde kabul edilmeyi çok büyüttüğüm bir eğitime kabul edildim. Bu başarısızlığı unutturdu bana, yani en azından birazcık :) Krakow'da geçen 2 hafta bana çok şey kattı. İspanya ilk kültürler arası çevreye dahil oluşum açısından, Polonya ise kültürler arası bir ortamda ilk kez çalışmak adına bambaşka bir kültürel şok yaşattı bana. Bu konuya hazır olup olmadığımı, ne gibi eksiklerim olduğunu ve işin zorluklarını gördüm. Kendimi başka bir dilde kolaylıkla ifade edemeyişim, hayal kırıklığına ve kendime güvenim

Geçiş Dönemi

Dün okuldan çıkış işlemlerini yaptırmak ve birkaç hocadan referans almak için okulun yolunu tuttum ki o Buca yolunu tekrar çekince iyi ki mezun olmuşum demeden edemedim. Çıkış işlemlerimi yaptırdım, geçici mezuniyet belgemi aldım. En zor kısmı öğrenci kartlarımdan ayrılmak oldu. Okul zamanı çok güzeldi gerçekten, güzel anılarım oldu, kendimi sosyal açıdan çok fazla geliştirdim, öğrendiklerim ufkumu genişletti, yeni insanlarla tanıştım, birkaçını pek sevdim, beklentilerim arttı ve en önemlisi inanılmaz bir özgüven kazandım. Her şey iyi hoş da, bir süre sonra bitmesi gerektiğini hissediyorsunuz. Benliğimin bir kısmı bu değişimi istiyordu gerçekten. Gerçi bittikten sonra da sudan çıkmış balığa dönmek duygusunu fazlasıyla hissediyorum. İnsanoğlu bir çocukken ve bir de öldüğünde huzura erebiliyor sanırım. Hayatın her dönemi ayrı bir geçiş dönemi, her dönemi ayrı bir mücadele. Nereye ait olduğumu, ne yapmak istediğimi bilemiyorum. Bir yandan kendimi salmak, belki de hayatımda bir daha sahip

Otobüste yaşlılara yer verme sorunsalı

Otobüste yaşlılara yer vermek zorunda olduğumu düşünmüyorum. Canım istemezse vermem, etrafa şeytani bakışlar atmaları beni etkilemez, şeytani bakış atacaklarına adam gibi yer isterlerse, canımsınız. "İnsana saygı" mantığının gelişemediği bu toplumun kurallarına saygılı olmam gerektiğini düşünmüyorum. Ben bir yaşlıya oturması için yer veriyosam bu tamamiyle insaniyet namına, onun ayakta durmakta zorlandığını gördüğüm içindir, toplumsal kurallar, örf, görenek vs bana sökmez. ( dizilerden mi geldi, bu delikanlı adam ağzı anlamadım ki ben. ) Yani demem odur ki; insani boyutu dikkate alıp, yer veririm ben. İnsani boyut demişken o kısma gelicem tekrar. Bazen canım yer vermek istemez. Canım sıkkındır, ya da ne bileyim yolum uzundur, hastayımdır, otobüs kalabalıktır, milletle dipdibe ayakta durmak istemiyorumdur, ya da yer vereceğim kişiye kanım ısınmamıştır filan. Öyle yaşlıların şeytani bakışlarını üzerinde hissetmeme rağmen, sıkılmadan hatta camdan dışarı bakma taktiğini bile sığ